Sinema Reklam

Video Seslendirme zamanlama (timing) ve dudak hareketleri uyumu (lip-synced) baz alınarak hazırlandığı için takibi dikkat gerektiren hazırlık aşamasında sabırlı olunması gereken bir prodüksiyon türüdür. İşte bu aşamada Video seslendirme programları devreye girer, ses üzerinde her türlü düzenlemeyi video seslendirme programı ile kolayca yapabilir. Videolarınızı seslendirebilir, düzenleyebilir, müzik ve ses efektleri ekleyebilir. Hazırladığınız videoyu işleyerek (renderlayarak) müzikli ve seslendirme olan bir şekilde kayıt edebilirsiniz. Peki video seslendirme programları içerisinden hangileri kullanımı kolay ve sade, anlaşılır bir yapıya sahiptir? Aslında en önemli soru hangi video seslendirme programı her türlü ortamda evde dahi kolaylıkla kullanılabilir? İşte bu aşamada sizler için en iyi video seslendirme, video düzenleme ve video işleyici programları derledik. En yaygın olan işletim sistemi Windowsa uyumlu bu programların en çok tercih edilen 10 markasını sizlerle paylaşıyoruz. 1- Adobe Premiere Pro 2- Final Cut Pro X 3- Avid Media Composer 4- Hit Film Express 5- iMovie 6- OpenShot 7- Sony Vegas Pro 15 8- Cyberlink Power Director 16 9- Pinnacle Studio 10- Shotcut Yukarıda sizler için listeledğimiz video seslendirme programları ile sizde basit bir kamera ile çekeceğiniz görüntüler üzerinde sesiniz ile renk katabilir. Videolarınızı amatör bir şekilde düzenleyebilirsiniz. Eğer video seslendirme konusunda profesyonel çözümlere ihtiyacınız varsa örneğin, bir kurumsal tanıtım filmi, televizyon reklam filmi, eğitim filmi, belgesel filmi, şirket videoları gibi bize ulaşabilir. 63 yabancı dilde seslendirme hizmetimiz ile videolarınızı dünya dillerinde müşterilerinize sunabilirsiniz.
Reklamlar, ürün ve hizmetleri satın alma konusunda potansiyel müşterileri ikna etmek için hazırlanır. Reklam stratejisiyse, bu reklamları en etkili biçimde nasıl hazırlayacağımız ve yayınlayacağımız konularını kapsar. Reklam stratejimiz, firmamızın kamuya gösterdiği yüzdür diyebiliriz ve bütçesi ufak olan küçük bir firma da, üzerinde yeterince düşündüğü takdirde etkili bir reklam kampanyası tasarlayabilir. İyi bir reklam stratejisinin püf noktası, esnek ve yaratıcı bir planlamayla, hedef kitlesi ve o hedef kitlesine yönelik mecra seçimi hakkında doğru bilgiye sahip olmaktır. Genel olarak bakacak olursak, reklam stratejimizi üç temel amaç için hazırlayabiliriz. 1- Bir firma ve firmanın ürün veya hizmetleri hakkında farkındalık yaratmak 2- Satışları artırmak ve rakip firmalardan müşteri kapmak 3- Firma veya marka imajı çalışmaları yapmak Yani, firmalar reklamlarla bilgi verme, ikna etme ve tüketiciye kendilerini hatırlatma amacı taşırlar. Bu amaçlara ulaşmak için hazırlayacağımız bir reklam stratejisinde bazı temel aşamalar vardır ve bu aşamalar, reklam hazırlama sürecini pazarlama hedeflerimiz ve diğer tanıtım faaliyetlerimizle birleştirmemizi sağlar. Reklam Stratejilerinde Temel Aşamalar Eğer firmamız yeni bir firmaysa, reklamlarımızın temel hedefi ürünlerimiz ve firmamız hakkında farkındalık yaratmaktır. Firmamızın adını sektör içinde iyi biçimde duyurduktan ve ürünlerimizin pazarda sağlam biçimde yer almasını sağladıktan sonra, reklamlara daha az yatırım yapabiliriz; çünkü, bu aşamaya geldiğimizde, özellikle bizim ürünlerimizi tercih eden bir müşteri kitlesi muhtemelen oluşmuş olacaktır. Burada yapmamız gereken ilk şey, ürün veya hizmetimizi belirli bir biçimde konumlandırmaktır. Günümüzde, sadece tek bir firma tarafından satılan bir ürün olması ihtimali çok düşüktür. O yüzden, biz mesela porselen ürünler üretiyorsak, bizi diğer porselen üreticilerinden ayıran özellik veya değer nedir ve tüketiciler neden bir başka markayı değil de bizi tercih etmelidir, önce bununla ilgili bir tema, içerik ve ifade biçimi geliştirmemiz gerekir. Bunu yaparken, yaratıcı olmamız ve pazardaki yeni trend ve gelişmelere ayak uydurmak konusunda esnek bir planlama yapmamız gerekir. 1- Hedef Kitlesi Belirlemek Hedef kitlesi dediğimizde, belirli bir çerçeve içindeki bir gruptan veya birkaç farklı grubu kapsayan bir kitleden bahsediyor olabiliriz. Hedef kitlemiz, ürünümüzü satın alan kişiler olabilir, ürünümüzü kendileri satın almayan ama o ürünün satın alınmasına karar veren bir poziyona sahip kişiler olabilir veya bir kişinin ürünümüzü satın almasını etkileyen kişiler (çocuk, eş, partner, arkadaş vb.) olabilir. Burada genel olarak üç kriter belirlememiz gerekir: a- Demografik öğeler, Yaş, cinsiyet, meslek, gelir, ilgi alanları ve grupların düşünsel anlamda sahip olabileceği soyut değerler b- Davranışlar, Tüketicilerin firma hakkındaki farkındalık derecesi, tüketicinin hangi ürünleri ne zaman ve ne durumda kullandığı, tüketiciyi kendi ürünlerimizi kullanma veya deneme konusunda ikna etmek için ne tür öğe veya tekliflerin cazip olabileceği c- İhtiyaç ve İstekler, Burada hem gündelik yaşam içindeki pratik kullanım açısından hem de kişinin ürünle kendine kattığı bir değer olup olmadığı açısından bir değerlendirme yapmalıyız. Bundan sonra da, bu istek ve ihtiyaçları bizim ürünümüzün karşılayabileceği yönünde bir mesaj geliştirmeliyiz. d- Ürün Konsepti, Ürün konsepti dediğimiz zaman, yazımızın başında bahsettiğimiz, bizi diğer firmalardan ayıran özellikleri veya değerleri ifadelendirme aşaması aklımıza gelmeli. Biz, ürünümüzü sektör içinde belirli bir biçimde konumlandırırsak, ürünümüzün temsil ettiği değerleri ve hedef kitlemizin o ürünü nasıl algılayacağını kendimiz belirlemiş oluruz. Burada, tüketiciye cazip gelecek veya kendisiyle eşleştirebileceği bir değerler grubu yaratmamız ve böylece, ürünümüzü sadece bir ürün olmaktan çıkarmamız gereklidir. 2- Mecra Seçimi Reklamımızı yayınlayacağımız mecrayı seçerken, pazarlama hedeflerimizi, bütçemizi ve hedef kitlemizin özelliklerini hesaba katmamız gerekir. Dijital medya, televizyon, gazete, dergi, radyo, posta, billboard ve açık hava, reklamlarımız için kullanabileceğimiz yaygın mecralardan bazılarıdır. Mecramızı dikkatli bir şekilde belirledikten sonra, reklamımızın yayınlanması için bir zaman dilimi belirlemeliyiz. Burada, gün, hafta, ay veya yıl içinde olacak şekilde (bunların biri veya hepsinin bir bileşimi söz konusu olabilir) bir zaman dilimi belirleyip, reklamlarımızı o zaman diliminde yayınlamalıyız. 3- Reklam Mesajı Reklam mesajı, pazarlama hedeflerimizin, reklamımızdaki görsel ve yazılı öğelerin ve ürünümüzün sahip olduğu özellik ve değerlerin bir birleşimidir. Burada temel olarak üzerinde durmamız gereken 3 öğe vardır: a- Ürünümüzü, başka markaya ait aynı tür bir üründen ayıran özellikler veya değerler nelerdir? b- Tüketicilerin bu ürünü nasıl değerlendirmesini istiyoruz? Tüketicileri, ürünü satın almaya nasıl ikna edebiliriz? c- Tüketici rakip firmaları nasıl görüyor? Rakiplerimizin kendilerini konumlandırma biçimindeki zayıf ve güçlü noktalar neler? 4- Yazılı içerik Bu tür içeriği hazırlarken amacımız, ürün ve hizmetlerimiz hakkında bilgi vermek veya ürünümüze bir değer ve anlam atfetmek olabilir. Birçok firma, pazarlama hedefleriyle ürünün temel özellik ve faydalarını birleştiren bir slogan düşündükten sonra reklamın diğer öğelerini geliştirmeye başlar. Akılda kalıcı reklam içeriği yaratmak önemli olmakla birlikte, ürün veya hizmetimize dair değer ve özelliklerin ön planda olması reklamımızın satışa dönüşmesinde daha etkili olacaktır. Reklam metni hazırlarken, iletmek istediğimiz mesajı açık ve net olarak ifade etmek en etkili yoldur. Tabi, bazı reklamlar çok karmaşık, insanı düşündüren ve anlamı belirsiz gibi duran bir tarza ve yapıya sahiptir ve mecramıza ve hedef kitlemize göre, bu reklamlar da gayet etkili olabilir. Reklamımız, başlığı olması gereken türde bir reklamsa, bu başlık reklamın temasını tüketiciye anlatan bir ifade olmalıdır. 5- Görsel İçerik Görsel içerik dediğimiz zaman, kullanılan boşluklar, renkler, görüntüler, yazı büyüklükleri ve biçimleri gibi reklamdaki bütün görsel öğelerin belirli bir mantık ve amaç dahilinde kurgulanmasından bahsediyoruz. Bu öğeler üzerinde düşünürken, reklamın hızlı biçimde dikkat çekmesi gerektiğini hesaba katmalıyız. 6- Reklam Bütçesi Reklam bütçemiz, reklam stratejimizi geliştirdikten sonra veya önce belirlenebilir. Bütçemize karar verirken, reklamımızın bizim için ne kadar önemli olduğu, başarılı olursa bize ne kazandıracağı ve tabi ki firmamızın buna ne kadar para ayırabileceğini hesaba katmamız gerekir. Özellikle küçük firmaların, önce bütçesini belirlemesi bizce daha uygundur. Çünkü böyle yapıldığı zaman reklamın diğer öğeleri bu bütçeye göre ayarlanmış olur ve firma sonradan kendisini maddi olarak zora sokacak sürprizlerle karşılaşmamış olur. Reklam bütçesi geliştirirken en çok başvurulan yöntem, geçmişteki satış oranını hesaba katmaktır. Böylece reklamımız etkisiz olsa bile, bu firmamızı maddi olarak zora sokan bir sonuca yol açmaz. Biraz daha büyük ve geliri yüksek bir firmaysak, gelecekteki satış tahminlerimizi, firma birikimlerini ve pazar payımızı da hesaba katabiliriz. Reklam Sonuçlarını Analiz Etmek Özellikle küçük firmalar, reklamlarının etkisini ölçme konusunda oldukça gevşek davranma eğilimindedir. Reklamın bir yenisi yapılmalı mı, aynı reklama devam edilmeli mi gibi konularda el yordamıyla kararlar alınır ve uygulanır. Aslında, ekonomik dalgalanmalar, yeni rakiplerin sektöre dahil olması ve dönemsel satış değişiklikleri gibi birçok etken, bir reklamın etkisini azaltabilir veya artırabilir. Eğer bütün bu öğeleri hesaba katarak reklamımızdan aldığımız sonuçları incelemezsek, kötü ve etkisiz bir reklama devam etmek veya çok iyi bir reklam stratejisinden vazgeçmek gibi yanlış kararlar alabiliriz. Reklamlarla İlgili Yasalar Reklam stratejimizi geliştirirken, reklamımızın yayınlandığı ülke veya mecrayla ilgili reklam yasalarını mutlaka bilmemiz gerekir. Yasalarda değişiklikler yapılabileceği veya yeni düzenlemeler mevcut yasalara eklenebileceği için, reklamımız üzerine ayrıntılı biçimde düşünmeden önce en son düzenleme, yasa veya mevzuatı öğrenmeliyiz.
Günümüzde reklam sektörü tüketicilere ulaşmak konusunda geleneksel mecraların yanında en yeni teknolojiyi de kullanıyor. Yazılı ve görsel basın yanında, 3D uygulamalar, kişiye özel reklamlar, iReklam, interaktif reklam derken sayısız mecra ve uygulama biçimiyle karşı karşıyayız. Hem üretim hem de tüketicilere sunum biçimleri açısından reklam sektörü hızlı bir gelişim içerisinde. Mecralar ve türler çoğaldıkça tüketicilere ulaşmak zorlaşıyor. Sosyal medya iletişiminin yaygınlaşmasıyla birlikte markaların tüketicilerle neredeyse birebir iletişim kurması daha fazla önem kazanmaya başladı. Geleneksel pazarlama yöntemlerinin en önemli yardımcılarından birisi olan reklam promosyonlar da bu noktada önemini korumaya devam ediyor. Promosyonu kısaca şirketlerin varolan müşteri potansiyelini korumak ya da müşteri oranını arttırmak için, hedef kitlesinin istek ve ihtiyaçlarına yönelik olarak hazırladığı işlevsel ürünler olarak tanımlayabiliriz. Promosyon ürünleri genellikle tüketicilere markayı hatırlatacak kalıcı ürünlerdir. Promosyona dayalı olarak ya da promosyon destekli yürütülen reklam çalışmaları genellikle tüketiciler üzerinde daha etkilidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta promosyon ürünlerinin tüketicilere hediye olarak sunulması ve onlarda markaya bağlılık sağlayacak, markayı hatırlatacak ya da tanıtacak nitelikte olmasıdır. Örneğin yeni açılan bir mağazanın tüketicilere herhangi bir ürün değil, kendisi ile bütünleşen bir ürün sunması bilinirliğini arttıracaktır. Reklam promosyon doğru şekilde yapıldığında etkisini uzun süre devam ettiren bir çalışma biçimidir. Promosyon sadece ürünler ile değil, indirimler, kuponlar, test kullanımları gibi çok farklı şekillerde de yapılabilir. Satışı ve bilinirliği arttırmaya yönelik olarak yapılan çalışmalarda genellikle hatırlatıcı ürünler değil, indirim, ürün, kupon gibi yöntemler kullanılır. Promosyon çalışmaları tüketici merkezinden reklam ve ticari satışa yönelik olarak yapılabilirler. Tüketicilere yönelik olarak yapılan promosyon çalışmalarında fiyat daha ön plandadır. Ticari satışa yönelik olarak gerçekleşen promosyon çalışmalarında ise ürünlerde ise ticari işletmelere yönelik olarak gerçekleşen bir harcama söz konusudur. Bu harcama ürün teşhiri için gerekli malzeme sağlanmasından, bayi eğitimine kadar gider. Özellikle maliyeti açısından doğru yapılmadıkları takdirde bir itici güç olamama riskini ciddi oranda taşırlar. Reklam promosyon ne şekilde yapılırsa yapılsın firmalar açısından belli bir maliyet yükü getiren bir çalışmadır. Dolayısıyla da bir risk alınır. Ancak doğru şekilde uygulandığında tüketicilerde bağlılık yaratmak, onlarla birebir ilişki kurmak açısından işlevsel bir uygulama biçimidir. Günümüzde değişen marka – tüketici ilişkisinin çift taraflılığını sağlama ve sürdürmede promosyonlar özellikle ürünler bazında reklamların en önemli itici güçlerindendir.
Sinema, televizyonun henüz evlerimize girmediği dönemde insanları sanatla buluşturan bir iletişim aracıydı. İnsanların yazlık ve kışlık, kapalı ve açık diye ayırdıkları ve her daim kullandıkları sinemalar görsel olarak reklam yapılabilen reklam mecralarından biriydi. Fakat televizyonların hızla evlerimize girmesi ve gelişen teknolojiyle birlikte sinema salonları reklam verenlerin gözünden düştü. Sinema reklam, görsel olarak televizyona benzese de sinema filmi izlemek için gelenler kanal değiştiremeyeceklerdir. Sinemaya reklam vermek oldukça etkili olur ve iyi sonuçlar verir çünkü bilet alıp içeri girenler mecburen filmin başında veya arasında gösterilen reklamları izlemek zorunda kalacaktır. My Prodüksiyon reklam seslendirme ajansı sinemaya reklam vermek isteyen müşteriler için anahtar teslim çözümler sonuçlar sunmaktadır. Sinema ortamına uygun olarak hazırlanan ve gerekli sıklıkta gösterim süresi bulabilen reklamlar etkin ve hatırda kalıcı olabilir. Reklam süresi fazla uzun tutulursa film izlemek için gelmiş insanlar üzerinde bırakılması istenen etki olumsuz bir etkiye dönüşebilir. İyi hazırlanmış bir sinema reklamı, tanıtımı yapılacak olan ürünün tüm özelliklerini en çarpıcı şekilde ve kısa bir sürede göz önüne serer. Sinema reklamları ve televizyon reklamları prodüksiyonları aynıdır. Bunları birbirinden ayıran daha çok montaj masalarıdır. Sinema için reklam filmlerinin hazırlanması, hazırlanan bu reklam filminin, filmin gösterileceği sinemalara dağıtılması süreçlerini düşünürsek bu oldukça uzun bir zamanı alır. Sinemada yayınlanacak reklam filmleri gündemi mutlaka takip etmelidir. Sinema, televizyon ve radyo gibi geniş halk kitlelerine ulaşamaz, ulaşabildiği kesim ancak onu seyretmeye gelen insanlardır.
Özellikle reklam sektöründe nelerin başarılı olduğuna ve bu başarı elde edilirken nasıl bir yol izlendiğine kısaca göz atalım. Reklam sektörünün değişmez kurallarından biri varsa, o da: firmalar ya da şirketler için çekilen reklam filmlerinde ünlülerin rol almasıdır. Pepsi, Coca Cola, Arçelik, Bosch, Mavi Jeans, Turkcell, Vodafone, Avea, Elidor gibi marka değeri taşıyan şirketlerin reklam filmlerinde en sevdiğimiz ünlü isimlere rastlamak oldukça sık yaşanan bir durumdur. Peki, bu markaların reklam filmlerinde oynayan ünlü isimler, markaların başarısını artırabildi mi? İşte bu sorunun cevabını araştırdık. Giyim sektörünün önde gelen isimlerinden biri olan Mavi Jeans, ünlü manken Adriana Lima’yı kamera karşısına geçirdi. Ünlü mankeni Türkçe konuşturarak ilgi toplayan Mavi Jeans, çekilen bu reklam filmlerinden sonra markasının ününe ün kattı ve satışlarını arttırdı. Yine giyim sektöründeki isimlerden biri olan Defacto, dünyaca ünlü moda ikonu Parsi Hilton’u reklam filmlerinde oynatarak, en büyük reklam bütçesini harcadığı bir çalışmaya imza atmış oldu. Rakiplerinin bir adım önüne geçen markanın reklam filminde Paris Hilton’a, ünlü futbolcu Arda Turan eşlik etti. En avantajlı GSM operatörü seçilen Avea, yaklaşık iki yıldır reklam filmlerinde ünlü komedyen Ata Demirer’i oynatıyor. ‘Cemile Abla’ karakterine hayat veren ünlü komedyen, Avea tariflerinin tanıtılması ve daha kolay hatırlanması için iş başında. Reklam filmlerini çok sık göremediğimiz İş Bankası, ünlü komedyen Cem Yılmaz ile kamera karşısına geçti. Yaptığı her iş ile gündeme oturmayı başaran Cem Yılmaz, İş Bankası’nın reklam filmiyle hem kendi adından hem de bankanın adından sıkça bahsettirdi. Mobilya sektörünün önde gelen isimlerinden Bellona, reklam filmlerinde şarkıcı Şevval Sam ile çalıştı. Rahat ve samimi tavırlarıyla, kentli kadına hitap eden şarkıcı, markanın yeni yüzü oldu. Kozmetik sektöründe ise Elidor, saçlarının güzelliği ile dikkat çeken oyuncu Meryem Uzerli’yi yeni reklam yüzü yaptı. Saç bakım serisini tanıtmak için ‘Hürrem’ karakterine can veren oyuncu Meryem Uzerli ile ekranlara gelen Elidor reklamları, saç bakım serilerinin bilinirliğini daha da artırdı. Kadınların hayranlıkla izlediği Biscolata reklamları ise yaklaşık iki yıldır ‘Biscolata erkekleri’ ile devam ediyor. Markayla özdeşleşen Biscolata erkekleri, kadınları oldukça mutlu ederken TV reklam filmleri her seferinde dikkatle izlenmesine sebep oldu. 2011 yılının son çeyreğinde televizyon ekranlarında dönmeye başlayan Biscolata reklamları, en çok ses getiren reklamlardan biri oldu. Her yıl olduğu gibi farklı sektörlerin reklamları ve bu reklamlar arasındaki çekişmeyle ekranlarımıza geldi. Ünlü isimlerle reklam filmlerine imza atan markalar, şüphesiz ki reklamın akılda kalmasını kolaylaştıran en önemli sebebi buldu. Sevdiğimiz ünlüleri markaların reklamlarında görmek, o markaya olan ilgimizi artırdığını düşünürsek, markaların da amacına ulaştıklarını söyleyebiliriz.